Tüm yeşil bitkilerin yaşamak için uyguladığı nefes alma metodu olan fotosentez, bitkinin havadaki karbondioksit ve güneş enerjisini kullanıp nişasta ve karbonhidrata dönüştürmesi ve karbonu kullandıktan sonra açığa çıkan oksijeni doğaya salması olarak özetlenebilir. Yani bir bölgenin ormanlık arazileri ne kadar zenginse havası o kadar temiz, yağmuru o kadar boldur.
Uzakdoğunun bol yağışlı ikliminin simgesel bitkilerinden olan bambu, fotosentez esnasında benzer ebatlardaki bitkilere nazaran %35 daha fazla oksijen üretirken, yine diğer bitkilere göre dört kat daha fazla karbondioksit soğurmaktadır. Bu davranışı nedeniyle bambu ormanları havayı en hızlı temizleyen ve dünyamıza en hızlı katkıda bulunan ormanlardır.
Bambu ürün kullanımı talep nedeniyle çiftliklerin artmasına, çiftlikler de doğanın temizlenmesine katkıda bulunur. Ahşap sanayinin başka hiçbir dalında böyle bir döngü bulunmaz.
Bambu, uygun iklim koşulları ve yeterince su bulduğunda hızla gelişip ormana dönüşmeye başlar. İlk ekimden sonra birkaç yıl boyunca yer altında köklenerek kendisine engel olabilecek bitkilerin gelişimini durdurur. İlk filizini üç, hatta bazen beş yıl sonra verir ve filizlendikten sonra 24 saatte yaklaşık bir metre uzayarak 30 metre boya ulaşır. Bu yapısı sayesinde hiçbir tarım ilacına, hormona veya ekstra katkıya ihtiyaç duymaz.
Bambunun bu kadar hızlı gelişip uzaması, yılda birkaç kez hasat edilebilmesini sağlar. Başka hiçbir ağaç türü bu kadar hızlı hasat edilemez. Herhangi bir mutfak ürünü veya mobilya yapmak için 50 yaşında bir meşeyi kesmek gerekirken, aynı ürün 2 aylık bir bambu ile de yapılabilir. Kesilen meşenin geri gelmesi 50 yıl sürerken, bambu birkaç ayda eski haline döner.
Bambu çiftlikleri havayı temizler, işlendiğinde sağlam ürünler ortaya çıkmasını sağlayarak ahşap ürünlere sağlıklı alternatifler oluşturur.